20- Ebu Bekr'e Biat
Edilmesi
1. İbn Abbas
- - (-)
27315- İbn Abbas
bildiriyor: Ömer b. el-Hattab'ın son haccı sırasında Mina'da Abdurrahman b.
Avf'ın çadırında müslümanlara Kur'an okutuyordum. Bir defasında Abdurrahman
çadıra döndüğünde ben onu bekliyordum. Abdurrahman gelince şunu anlattı:
"Adamın biri Ömer b. el-Hattab'a geldi ve: ''Filan kişi senin ölmen
durumunda falan kişiye biat edeceğini söylüyor'' dedi. Ömer de: ''Bugün
Zilhicce ayının sonunda
Medine'ye vardık. Cuma günü olduğunda körün yolunu tutup aceleyle Mescid'e
gittim. Said b. Zeyd'in benden önce gittiğini ve minberin sağ direğine dayanıp
oturduğunu gördüm. Dizim dizine değecek şekilde yanında oturdum. Çok geçmeden
Ömer çıktı. Onun geldiğini gördüğümde: "Bu
Ömer çıkıp minberde
oturdu. Müezzin sustuktan sonra kalktı, layıkıyla Allah'a senada bulunduktan
sonra şöyle dedi: "Ey insanlar! Size yapmam takdir edilen bir konuşma
yapacağım ve belki ölümümden önceki son konuşmamdır. Söyleyeceklerimi anlayıp
kavrayan kişi gittiği her yerde başkalarına aktarsın. Fakat diyeceklerimi iyice
anlayamamış olmaktan çekinenler bilsin ki benim adıma yalan söylemek kimseye
helal değildir. Allah, Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakla gönderdi
ve ona Kitab'ı indirdi. Allah'ın indirdiği ayetlerden biri de recm ayetleridir.
Bu ayeti Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında okuyup ezberledik.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) recmetti, biz de ondan sonra recmettik.
Fakat zaman geçtikçe bazılarının: ''Recm ayetini Allah'ın Kitab'ında
göremiyoruz'' demelerinden ve Allah'ın emrettiği farzlarından birini bırakarak
sapmalarından korkuyorum. Evli olup da zina eden erkek ve kadının, bu
yaptıkları bir delil veya hamilelik veya itirafla ortaya çıkarsa recmedilmeleri
Allah'ın Kitab'ına göre haktır. Yine Allah'ın Kitab'ında okuduklarımız
arasında: ''Babalarınızdan yüz çevirmeyin. Zira (başka bir soydan olduğunuzu
söyleyip) babalarınızdan yüz çevirmeniz sizin için bir küfürdür'' ayeti de
vardı. Bilin ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İsa b. Meryem'in övülmesi
gibi beni övmeyin! Ben Allah'ın kuluyum! Benim için "Allah'ın kulu ve
Resulü" deyin!'' buyurmuştur.
Bazılarınızın:
"Eğer Ömer ölürse filan kişiye biat edeceğim!" dediği bana ulaştı.
Hiç kimse: "Ebu Bekr'in biatı oldu bittiye getirilmiştir!" demesin.
Bu şekilde olmuştur, ama Allah bundan dolayı, bu işten gelecek fitneden bizleri
korumuştur. Ebu Bekr'e boyun eğilip itaat edildiği gibi içinizden kimseye
gönülden boyun eğilmez. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından
sonra bizim (biat konusundaki) durumumuza gelince; Ali, Zübeyr ve onlarla
birlikte olanlar bize katılmayıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
kızı Fatıma'nın evinde toplandılar. Aynı şekilde tümüyle Ensar bize katılmayıp
Saide oğullarının evinde taraftarlarıyla birlikte toplandılar. Muhacirler ise
hilafet konusunda Ebu Bekr'in üzerinde anlaştılar. Ebu Bekr'e: "Ey Ebu
Bekr! Hadi Ensar'dan o (bize nıuhalif olan) kardeşlerimizin yanına
gidelim" dedim.
Yanlarına gitmek için
yola çıktık. Onlara yaklaştığımız zaman bizi, onlardan salih olan iki kişi
karşıladı ve insanların (Ensar'ın) kimin etrafında toplandıklarını söylediler.
Bize: "Ey Muhacirler! Nereye gidiyorsunuz?" diye sorduklarında:
"Ensarlı o kardeşlerimizin yanına gitmek istiyoruz" karşılığını verdik.
Ancak onlar: "Gitmeniz uygun olmaz, onlara yaklaşmayın ve kendi işinize
bakın" dediklerinde: "Vallahi yanlarına gideceğim!" karşılığını
verdim. Devam edip Saide oğullarının evine gittik. Hepsi orada toplanmıştı ve
önlerinde giysilerine sarınmış bir adam vardı. "Kim bu?" diye
sorduğumda: "Sa'd b. Ubade" dediler. "Neyi var?" diye
sorduğumda: "Ateşi var" dediler. Az bir oturduktan sonra hatipleri
kalktı, Allah'a layıkıyla senada bulunduktan sonra: "Bizler Allah'ın
yardımcıları ve İslam'ın askerleriyiz. Siz de ey Muhacirler bizim bir
parçamızsınız. Ancak içinizden bazıları bizi aslımızdan koparmak ve idare
işinden uzak tutmak istediler" dedi.
Hatip biraz susunca ben
konuşmak istedim. Kendimce güzel bir konuşma hazırlamıştım. Onu Ebu Bekr'in de
önünde yapmak istedim. Ebu Bekr'e karşı olan öfkeyi de biraz dindirmek
niyetindeydim. Ebu Bekr ise benden daha yumuşak huyluydu. Bu şekilde konuşmak
isteyince, Ebu Bekr: "Acele etme" dedi. Ben de konuşup onu kızdırmak
istemedim. Bunun üzerine Ebu Bekr bir konuşma yaptı. Konuşmasında, benim
söylemek istediğim ne kadar güzel şey varsa kelimesi kelimesine benzerini veya
daha güzelini söyledi. Sonra: "Kendi hakkınızda söylediğiniz hayırlı
şeylere sizler gerçekten de layıksınız. Ancak, soy ve yerleşim bakımından
Arapların orta yerinde yer aldıkları için bu idare işi hep Kureyş'in bu
kavminde olmuştur. Ben sizin için şu iki kişiyi tavsiye ediyorum. İstediğinize
biat edin" dedi ve benim elimle aramızda oturan Ebu Ubeyde b. el-Cerrah'ın
elini tuttu. Ebu Bekr'in dedikleri arasında işte sadece bu son kısım hoşuma
gitmedi. Zira içlerinde Ebu Bekr'in bulunduğu bir topluluğa idareci
seçilmektense, vallahi orta yerde boynumun yumlmasını gerektirecek bir günah
işlemiş olmayı daha fazla isterdim. Ancak şu an düşünmediğim bir şeyi ölüm
anında nefsim bana güzel gösterebilir.
Ensar'dan bir adam (hem
tevazu, hem kibir karışımı): "Ben küçük bir çubuğum ama kaşıntıyı
gideririm, bir hurma salkımıyım ama en tepedeyim! Ey Kureyşliler! Bizden bir
halife, sizden de bir halife olsun" dedi. Sonrasında kargaşa başladı, sesler
yükseldi. Fitne çıkmasından korktuğumdan dolayı: "Ey Ebu Bekr! Uzat
elini!" dedim. Ebu Bekr elini uzatınca ona biat ettim. Sonra Muhacirler
ona biat etti. Ondan sonra Ensar ona biat etti. Sa'd b. Ubade'nin üzerine
yüklendiğimizde, birisi: "Sa'd b. Ubade'yi öldürdünüz!" dedi. Ben de:
"Allah, Sa'd'ın canını alsın!" karşılığını verdim. Vallahi o
zamanlarda Ebu Bekr'e biattan daha uygun bir yol bulamadık. Zira bir kişinin
üzerine anlaşıp ona biat etmeden oradan ayrılmamız halinde, geride kalanların
başka birine biat etmelerinden korktuk. O zaman ya istemediğimiz birine biz de
biat edecektik veya onlara karşı çıkacaktık ve böylece fitne çıkacaktı. Onun
için müslümanlarla istişare etmeden, birine biat eden kişinin bu biatı geçerli
olmaz ve biat eden ile kendisine biat edilen kişinin öldürülmesinden
korkulur."
Ravi İshak der ki:
Malik'e: "İbn Abbas'ın ''Körün yolu'' ifadesinden kastı nedir?" diye
sorduğumda: "Belirli bir yolu değil de herhangi bir yolu tuttuğunu, soğuğa
ve sıcağa aldırmadığını kastediyor" dedi.
Malik der ki: "İbn
Şihab'ın Urve b. ez-Zübeyr'den naklen bana bildirdiğine göre yolda kendileriyle
karşılaştıkları o iki adam Uveym b. Saide ile Ma'n b. Adiy idi."
İbn Şihab der ki:
"Said b. el-Müseyyib'in bana bildirdiğine göre Saide oğullarının evinde
"Ben küçük bir çubuğum ama kaşıntıyı gideririm, bir hurma salkımıyım ama
en tepedeyim!" diyen kişi Hubab b. el-Münzir'dir."
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(8/168-170, 12/128-139), Müslim (2/33), Ebu Davud (4/251-252) ve Tirmizi
(1/269) rivayet ettiler.
2. Ömer ve İbn Mes'ud
- - (-)
27316 (1)- Abdullalı (b.
Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ensar,
Muhacirlere: "Bizden bir halife, sizden bir halife olsun" dediler.
Ancak Ömer yanlarına geldi ve: "Ey Ensar! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Ebu Bekr'i namaz kıldırması için cemaate imam tayin ettiğini
biliyorsunuz! Hal bu iken bu konuda Ebu Bekr'in önüne rahat bir şekilde nasıl
geçebileceksiniz?" dedi. Ensar: "Ebu Bekr'in önüne geçmekten Allah'a
sığınırız" karşılığını verdiler.
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Sa'd
(3/178), İbn Ebi Şeybe (14/567), Nesai (2/74) ve Hakim, Müstedrek'te (3/67)
rivayet ettiler. Heysemi, Mecmau'z-Zevaid'de (5/173) der ki: "Ahmed ve Ebu
Ya'la rivayet etti. İsnadında zayıflığı olmasına rağmen güvenilir biri olan
Asım b. Ebi'nNücüd vardır. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridir."
27317 (2)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ensar,
Muhacirlere: "Bizden bir halife, sizden bir halife olsun" dediler.
Ancak Ömer yanlarına geldi ve: "Ey Ensar! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Ebu Bekr'i namaz kıldırması için cemaate imam tayin ettiğini
biliyorsunuz! Durum bu iken bu konuda Ebu Bekr'in önüne rahat bir şekilde nasıl
geçebileceksiniz?" dedi. Ensar: "Ebu Bekr'in önüne geçmekten Allah'a
sığınırız" karşılığını verdi.
[Sahih]
27318 (3)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ensar,
Muhacirlere: "Bizden bir halife, sizden bir halife olsun" dediler.
Ancak Ömer yanlarına geldi ve: "Ey Ensar! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in Ebu Bekr'i namaz kıldırması için cemaate imam tayin ettiğini
bilmiyor musunuz?" diye sordu. "Biliyoruz" dediklerinde: "O
zaman bu konuda Ebu Bekr'in önüne rahat bir şekilde nasıl geçebileceksiniz?"
dedi. Ensar: "Ebu Bekr'in önüne geçmekten Allah'a sığınırız"
karşılığını verdi.
[Sahih]
3. Hz. Ebu Bekr
- - (-)
27319- Humeyd b.
Abdirralıman der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat
ettiğinde Ebu Bekr, Medine'nin kenarında bir yerdeydi. Gelip Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüzündeki örtüyü açıp öptü ve: ''Anam babam
sana feda olsun! Zira sen diri olarak da ölü olarak da tertemizsin. Kabe'nin
Rabbine ondolsun ki Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldü!'' dedi ...
" Ravi söz konusu hadisi aktarıp şöyle devam eder:
Ebu Bekr ile Ömer
hızlıca Ensar'ın toplandığı yere geldi. Ebu Bekr kalkıp bir konuşma yaptı ve
Ensar hakkında ne kadar inmiş valıiy ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) tarafından söylenmiş söz varsa hepsini zikretti. Yine: "Siz de
biliyorsunuz ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İnsanlar bir
vadiye, Ensar da başka bir vadiye girse ben Ensar'ın girdiği vadiye girerim''
buyurmuştur. Ey Sa'd! Senin de oturduğun bir yerde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: ''Kureyş bu işin başını çeker. İnsanların iyileri onların
iyilerine, kötüleri de onların kötülerine tabi'dir'' buyurduğunu
biliyorsun" deyince, Sa'd: "Doğru söylüyorsun! Bu konuda sizler emir,
bizler ise veziriz" karşılığını verdi.
[Hasen]
Heysemi (8973) der ki:
"Hadisi İmam Ahmed rivayet etmiştir. Hadisin başından bir bölem Sahih'te
geçmektedir. Hadisin ravileri güvenilir kimselerdir. Ancak Humeyd b.
Abdirrahman, Ebu Bekr'e yetişmemiştir."
27320 (2) Abdülmelik b.
Umeyr, Zatu's-selasil gazvesinde Ebu Bekr'in arkadaşı olan Rafi et-Tai'den
bildiriyor: Ebu Bekr'e kendisine biat edildiği zaman konuşulanları sorduğumda,
bu konuda Ensar'ın dediklerini, kendisinin onlara verdiği cevabı, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hastalığı sırasında kendisini cemaate imam
yapmasını onlara hatırlatmasını anlattı ve: "Bu şekilde bana biat ettiler.
Ben de biatlarını kabul ettim. Zira ardından dinden çıkma olaylarını da
beraberinde getirecek bir fıtnenin çıkmasından korktum" dedi.
[Sahih]
Heysemi (9018) der ki:
"Hadisi İmam Ahmed hocası Ali b. Ayyaş'tan rivayet etmiştir. Bu zatı
tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir."
4. Zeyd b. Sabit
- - (-)
27321 - Ebu Said
el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman
Ensar'ın sözcüleri kalkıp: "Ey Muhacirler! Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) sizden birine bir görev verdiği zaman yanına bizden bir adamı da
verirdi. Bundan dolayı hilafet işini biri sizden, biri de bizden olmak üzere
iki kişinin yapmasını uygun görüyoruz" demeye başladılar. Ensar'ın diğer
sözcüleri de bu yönde konuşmalar yapınca Zeyd b. Sabit kalktı ve:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muhacirlerden biriydi. Bundan
dolayı imam da Muhacirlerden biri olacaktır. Biz de Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yardımcıları (Ensar'ı) olduğumuz gibi bu imamın da
yardımcıları olacağız" dedi. Ebu Bekr de kalktı ve: "Ey Ensar! Allah
sizlere hayırlar ınsan etsin ve bu sözcünüzü (Zeyd'i) hak üzerinde tutsun.
VAllahi şayet farklı bir şey deseydiniz sizlerle anlaşamazdık" dedi.
[Sahih]
Diğer tahric: Taberani,
el-Mu'cemu'l-kebir'de (4785) ve Hakim, Müstedrek'te (3/76) rivayet ettiler.
Heysemi (8938) der ki:
"Hadisi Taberani ve İmam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri Sahih'in
ravileridir."